ecnebi

ecnebi
1.
1) иностра́нный, заграни́чный

ecnebi devletler — иностра́нные госуда́рства

ecnebi mal — заграни́чный това́р

ecnebi ülkeler — зарубе́жные стра́ны

2) разг. чужо́й, чужеро́дный, иноро́дный
2.
иностра́нец, инозе́мец, чужезе́мец

ecnebi kadın — иностра́нка

ecnebi parası — иностра́нная валю́та


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Смотреть что такое "ecnebi" в других словарях:

  • ecnebi — sf., Ar. ecnebī Başka devlet uyruğunda olan (kimse), yabancı Bu iki ecnebi hanım da nahiyeye varır varmaz yatağı ve aşı hazır bulsunlar. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ecnebî — (A.) [ ﯽﺒﻨﺝا ] yabancı …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ECNEBİ — Yabancı. Garip. Alışmamış. Başka milletten olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ecnebi — yabancı; bir devlete göre,kendi uyruğunda bulunmayan gerçek veya tüzel kişiler …   Hukuk Sözlüğü

  • ECANİB — (Ecnebi. C.) Ecnebiler. Yabancılar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Varlık Vergisi — Als Varlık Vergisi wurde in der Türkei eine Vermögensteuer bezeichnet, welche von der Regierung Şükrü Saracoğlus zwischen den Jahren 1942[1] und 1944[2] erhoben wurde. Diese Steuer diente offiziell zur eventuellen Kriegsfinanzierung bei möglicher …   Deutsch Wikipedia

  • Varlık Vergisi — Le Varlık Vergisi est un impôt sur la fortune décidé par la Turquie en 1942, alors que le pays resté neutre durant la Seconde Guerre mondiale se retrouve dans une situation économique difficile. Cette taxation repose sur une base… …   Wikipédia en Français

  • acul — sf., lü, Ar. ˁacūl 1) Aceleci Acul bir adam. 2) Hızlı, çabuk Geç vakit dönen zengin ve ecnebi kumarcıların acul arabalarını duymuyor. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerçekte — zf. Aslında, tam anlamıyla, hakikatte Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örnek — is., ği 1) Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır. F. R. Atay 2) Göstermelik Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi. M. Ş.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yabancı — sf. 1) Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok. R. E. Ünaydın 2) Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»